
Dün akşam yine klasik korku filmi izledim. Son birkaç yıldır her hafta sonu neredeyse izliyorum. Geriliyorum,sinirleniyorum zaman zaman küfür bile ediyorum-gizli gizli içimden-.
Dün İzmit İsmet Paşa stadındaydı. Bense klasik evde digiturk başında. Eve girip digiturkü açtığımda hakem de :-Düt dedi. -maç başladı. Aslında kolay geçmeyeceğini biliyordum. Biliyordum bilmesine de dakka bir gol bir -korku filmi-başlar da demiyordum hani...
Üstelik evde yalnızım. Dakikalar ilerliyor Beşiktaş hiç ''taş'' gibi değil. Pozisyon yok. Biliyorum bir eksiklik var. Önce oturduğum yeri değiştiriyorum. Olmuyor hala ''tık'' yok takımda. Eve girer girmez maç başladığı için üzerimi değiştirmemiştim. Hemen maç kıyafeti giydim ki... yine bir numara yok.. Düzelmiyo takım, hatta iki olması içten bile değil.
İkinci yarı başlıyor oyuncu değişiklikleri , durumda yine yok değişiklik Beşiktaş gitmemiş İzmit'e. Fark ediyorum ki çekirdek yok yanımda oysa maç seyrederken yemeği severim. Hemen alıp getiriyorum mutfaktan takım yine kötü.
Gidişatta iyileşme yok ama artık tüm batıllar bitti. Tek eksik var o da benim kontrolümde değil işi var ve evde değil. Aşkım. Dakika 55 beni arıyor -Gel sana birşeyler ısmarlayayım.
''Maç seyrediyorum'' desem -of yine mi ? diyebilir. ''Beşiktaş maçı var sonra çıkarız'' diyorum ''Sende gel hemen eve''. İtiraz yok. Derin bir ''Ohhhh'' son eksikde tamam olacak birazdan.
On dakika geçti geçmedi kapı ding dong. Hemen ''gel otur yanıma'' dedim. Skora bakıyor.-Amaaan ben geldim merak etme diyor. Sonra İbrahim soldan orta ve ''su da götürse'' penaltı.
Zaten gerisi kolay. Tek sorun maç bitene kadar sabitlemek yanımda aşkımı. Üzerini bile değişmesine izin yok. Hop iki hop üç...
Oldu mu sana korku filmi romantik komedi..
Sonuçta bildiğim şu:
Sadece bu maç için bile şampiyonluk primini hak etti.
Lig bitene kadar maç saati aşkım benimle olacak digiturk başında.
İyi ki varsın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder